Edebiyat dünyamızın en usta kalemlarinden Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir eserinde aynen şöyle der;
Cenazemde olmasın çelengim top arabam
Tabutumu taşısın dört tam inanmış adam
Cuma akşamı takımını desteklemek adına deplasman tribününde yer alan Uni FB’li genç bir kardeşimiz Koray Şener, hepimizi üzüntüye boğarak Hakka göçmüştü. Kocaeli’ndeki cenaze namazının ardından dün toprağa verildi. Mekânı cennet olsun. Allah ailesine sabırlar versin. Kolay değil, sözün bittiği anlardan birisindeyiz ama sözün devamını getirmek gelecek adına birşeyler yapmanında arefesindeyiz.
Arafta kalmamak adına, bir şeyler yapabilmek adına sözü devam ettirmeli.
Futbolumuzun, bugünlere gelmesindeki en büyük eser malesef kendini bilmez, başarı için her yol mübah anlayışından vazgeçmeyen yöneticiler olduğunu buradan bana ayrılan köşeden hemen hemen her seferinde yazdım, böyle giderse de yazmaya devam edeceğim.
Cuma akşamı derbi maç bitmiş, maç beraberlikle sonuçlanmış ve yine üzerine çok konuşulacak hakem hataları ve ardından yaşananlar gözlerimizin önünden film şeridi gibi geçip gitmiştir. Bir futbolsever olarak bekledik ki! Bu dünyadan göçüp giden o gencin saygısına kimse ne konuşsun, ne birbirini sahada kovalasın, ne de kameralar önünde isyan etsin.
Evet! Herkesin haklılık payı taşıdığı dertleri VAR ama bir de ortada bir gencin vefatı VAR.
Mesela bugün daha sakin, dinlenmiş ve de demlenmiş bir zihin ile çıkıp konuşulabilirdi hatta bu konuşmadan önce başka bir önemli şey yapılabilirdi!
Ne mi? dün cenazesi kaldırılan Koray Şener kardeşimizin tabutuna sadece Fenerbahçe değil, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor ve Bursaspor başkanları da omuz verebilirdi.
Futbol davasına inanmış dört adam.
Futbol tarihimizde şampiyonluk kazanmış dört takımın başkanı.
Fakat olmadı sadece kendi camiası içindeki bütünlük mesajını vermek, taraftarının en acılı gününde bile yanında yer almak adına sayın Ali Koç tabuta omuz verdi.
Futbolumuz can çekişiyor, koşar adım ölüme gidiyor.
Bu ölümün sebebleri olarak başta maddi sorunlar ve bunu ortaya koyan kazanmak için her yol mübah anlayışını yazabilirsiniz.
Bu ölümün sebebi kendini bilmez, futboldan anlamaz sadece kendi özel şahsi hayatına maddi ve manevi yükseliş yazdırmak isteyen yöneticilerdir.
Yazının temsili gördüğünüz bir fotoğraf var.
Fotoğrafta yer alanları tanıyanlar hemen tanıdı, tanımayanlar için belirtelim;
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin sembol isimleri soldan saga Hakkı Yeten, Ulvi Yenal ve Zeki Rıza Sporel.
Ortak özellikleri kendi kulüplerinde futbol oynamaları, başkanlık yapmaları ve A Milli Takım’da da forma giymeleridir.
Spora, futbola karşılıksız adanmış ömürler yani.
Futbolun, kardeşliğin, rakibe saygının VAR’lığının temsilcileri yani.
İnanın ki! Bu üç isim bugün hayatta olsa idi ve başkanlık görevinde bulunsalardı bugün içinde bulunduğumuz bataklık olmazdı, birbirimize düşman değil sadece sahada rakip ama onun dışında ebedi dost olarak bakardık.
Ve dün o cenazede, o genç kardeşimizin tabutuna bu üç güzel adam omuz verirdi.
Genç kardeşimize ve bu değerli rahmetli büyüklerimize bir kere daha saygılarımızı iletiyor, rahmetler diliyor, mekânları cennet olsun diyoruz.
Tüm futbolseverler lütfen size giydirilen at gözlüklerinizi çıkarın ve yaşananlara daha geniş bir bakış açısıyla göz atın! Bugünün karanlığını yarınlar adına aydınlatacak sizlersiniz.
Olayların basitine kaçmayın.
Çünkü küfür, hakaret, rakibin önünü hile ile kesmek bunlar basitliktir ama zor olan her şeye ragmen saygıyı elden yitirmemek ve yine saygı çerçevesinde geleceği inşa edebilmektir.
Tuttuğunuz takım, sevdiğiniz renk ve aşık olduğunuz arma ne olursa olsun temelde birbirimize saygı yoksa sahada malesef oyun VAR olmuyor.
Fotoğraf için Tansu Han Demir beyefendiye teşekkürlerimi iletiyorum.
Yorumlarınız için;