Henüz çocukken, ilkokul sıralarıyla yeni tanıştığım zamanlarda annemin Fransızca kulağıma ve oradan yüreğime dokunan söylediği çocuk şarkıları gibiydi Fransa galibiyeti.
Aldığımız galibiyet anlamlı, güzel ve gurur doluydu ama her şey Konya'da kalmalıydı.
Şenol Güneş maç sonunda kısaca özetlemişti konuyu "grupta asıl rakibimiz İzlanda" diyerek.
Zorlu maçın ardından eklenen kilometreler ve İzlanda kapısındaki eziyet, alınmış galibiyetin rehavetiyle birleşince anlamsız bir otuzbeş dakika, maçın alınması gerekli dersi özet halinde önümüze koydu.
Şenol Güneş'in tüm özetlemesine ve bu özeti kulağımıza üflemesine rağmen makus Türk alışkınlığına yenik düştük tıpkı maçta olduğu gibi.
Şenol Güneş ile başlayan yeni dönem, yeni jenerasyonla tavan yapmışken, bu mağlubiyet geleceği daha anlamlı inşaa etmek üzere yolumuzu aydınlatmak için yakılmış mum olsun.
Şimdi tüm Millilere ve ülke futbolseverlerine büyük görev düşüyor.
O da İzlandayı yenip, gruptaki gücümüzü ve varlığımızı ispat etmektir.
Daha dirençli, İzlanda'nın oyun anlayışını bozacak hızlı pas trafiğiyle, topu olduğunca yerde tutacak doksan dakika bize gelecek adına ileri taşıyacak önemli gerçektir.
İzlanda karşısında Yusuf ve Abdulkadir ile başlayacak milli takım, oynanmış maçın ikinci ayağında muhteşem taraftar desteğiyle her şeyin farklı olduğunu anlatacaktır.
İzlanda karşısında cepte hazır tuttuğumuz mağlubiyet gerçeğiyle, dersimizi çıkarmış olma dileğimizin tüm millilerce idrak edilmiş olması beklentimizdir.
Kaybedilen bir maç, karşılığında alınacak galibiyet ise bizi geleceğe taşıyacak, uzun zamandır üstümüze örtülmüş ölü toprağını silkelemek için vesile olacaktır.
Haydi! Milliler, bu ülke insanı takım ve milli olma özelliğini yakalayan sizlere güveniyor ve inanıyor.
Sizde aynı inancı kalbinizde hissedin. Göğsünüzün tam üstünde duran ay yıldız bu inancı diri tutacak ateş olarak yardımcınızdır.
Yorumlarınız için
[email protected]