Eskiden güreşin muhabiri vardı. Bisikletin de. Buz pateni izlemeye bayılırdık. Atletizmde 100 metre finalini beklerdik. Ben yakalayamadım ama gece yarıları uyanılır boks maçları beklenirdi.
Hepsi TRT’de olurdu.
Sonra ne oldu.. birisi kaba etinden uydurdu. Yok Fenerbahçe, yok Galatasaray, yok Beşiktaş muhabirliği. Yetmedi.
Bu takımlarda şansa kadere 3 kez sahaya çıkmış iki kelimeyi alt alta yazamayanlar köşe yazarı olmaya başladı. Hatta tribün amigoları bile anlı şanlı gazetelerde yazı yazar oldu.
Tabii onlar da saçmaladılar da saçmaladılar.
Yetmedi.
Müdürlerin Galatasaraylı olduğunu öğrendiğini Fenerbahçe, Fenerbahçeli olduğunu öğrendiği genci Beşiktaş muhabiri yaptığı dönemlerden, bir kişinin fanatiklik derecesine göre muhabir olduğu döneme geçildi.
Yetmedi.
Futbolcu eskileri, amigolar, fanatik taraftar olan muhabirler TV’lerde yorumcu olmaya başladı. Bunların paralarını da kulüpler ödemeye başladı.
Ne bekliyordunuz…
Maaşı kulüp başkanı tarafından ödenen adamın, sahibinin sözünden çıkmasını mı?
Sahibi, “onun şampiyonluğu şaibeli diyorsa” o da öyle diyecek.
Ha bir şey daha diyeyim!
Bunlar iyi günlerimiz… ben daha büyük rezilliklere kendimi hazırlıyorum. Siz de hazırlayın!