Fenerbahçe'de başkanlığa adaylığını koymadan önce bile aday olması için kendisini desteklemiş biri olarak, Türk medyasının büyük bölümü kendisine adı konmamış bir sansür uyguladığı dönemde Fotospor'un manşetlerini Ali Koç'la doldurmuş biri olarak bugün sayın Koç'a bu uyarıları yapmayı kendimde hak görüyorum.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un verdiği kararlar doğru fakat gecikmiş kararlardı.
Üç antrenör yardımcısı hakkında söyledikleri inanılmazdı. Eğer bunlar doğruysa ki koskoca Ali Koç yanıltılmış olamaz, yenilir yutulur cinsten değil. Bu işlerin buralara kadar gelmesi ise ayrı konu. En başından bu isimlerle sırf Aykut Kocaman'ın sözü üzerine devam etmesi çok yanlıştı. En kıytırık şirketlerde bile "kariyer" uğruna insanların ne kadar alçalabildiğini, yalan dolan ve iftiraların ne kadar havalarda uçuştuğunu Türkiye'nin en büyük şirketlerini yöneten Ali Koç'un bilmesi gerekirdi.
Aatıf ve Dirar konusu ayrı. Zaten bana göre "Yeni Fenerbahçe"ye uygun değillerdi. Ekonomik sebeplerden kalmaları da normaldi. Ancak Volkan Demirel konusunda çok yanlış yaptı. Sırf "vefa" uğruna bu yaşa gelmiş bir oyuncuyla sözleşme yenilemek hataydı. Volkan'ın Fenerbahçe'de daha önce yaptıkları, yaşadıkları ve yaşattıkları herkes tarafından bilinirken, Koç'un "jübile" hayali yanlıştı. Hala "geri dönmesini" istemesi de "yanlışta ısrar"a giriyor ki bu sayın Ali Koç'tan beklemediğim bir tavır.
Sadece Fenerbahçe'de değil, Türk Futbolunda büyük değişimin fitilini "Volkan Demirel"e "vefa" göstererek yapamazsınız sayın Başkan. Volkan'ın Fenerbahçe'ye katkıları elbette var, ama Fenerbahçe'nin Volkan'a verdikleri ne olacak? Türkiye'nin en zengin, en güçlü ve en popüler sporcularının başında gelmesi Fenerbahçe sayesinde değil mi?
Türkiye'de asıl sorun, kurumları yöneten kişilerin belli bir zamandan sonra kendilerini o kurumların sahibi gibi görmeleridir. Aziz Yıldırım'a da "seçim kaybettiren" bu yanlış değil mi?
Bu arada Ali Koç'un Phillip Cocu kararı kesinlikle çok doğru bir karardır. Beraber çalışacağı yardımcıları kendisinin belirlemesi en doğal hakkıdır. Gidenlerin gitmesi değil, bu zamana kadar kalması yanlıştı.
Taraftarlar konusunda da Ali Koç'un "gereksiz" hassas olduğunu gördüm.
Taraftarın kendisine güveni en üst seviyede. Coyu'yu eleştirmek, Comolli'yi sevmemek, Volkan'ı desteklemek ayrı bir şey, Ali Koç yönetimini desteklemek ayrı. Kulüpteki her ismi, herkesin sevmesini beklemek yanlış. Başarısızlık dönemlerinde bunlar normal.
Başarısızlık demişken şunu da belirtmek isterim. Her zaman söylediğim gibi; eğer Fenerbahçe Volkan'la lige başlayacağına Erten'le, Berke'yle başlasaydı, bırakın Volkan'ı, Mehmet Topal dahil bütün "yaşlıları" yedeğe çekip, artık "süs" için alındığı konuşulan "18'lik, 20'lik" gençlerle oynasaydı ve bugünden daha kötü durumda olsaydı da, taraftardan bugün duyduğunun yarısı kadar eleştiri duymazdı. Bu da benim fikrim.
Sayın Başkan; Kulüpteki disiplinsizliği, düzensizliği, gruplaşmayı kendiniz söylediniz. Gereken tüm önlemleri en acil şekilde ve kimsenin gözünün yaşına bakmadan almanız gerekir.
Unutmayın: Fenerbahçe'nin kimseye "vefa" borcu yoktur. Kişilerin Fenerbahçe'ye borcu vardır.
Gerisi nankörlüktür!